2025 yılı, Türkiye’nin inşaat sektörü için hem meydan okumaları hem de potansiyel fırsatları beraberinde getiriyor. Sektör temsilcileri ve uzmanlar, finansman maliyetlerindeki artış ve inşaat girdi maliyetlerinin ciddi boyutlara ulaşması gibi sorunların sektörün önündeki en büyük engellerden biri olacağını ifade ediyorlar.

Yüksek Maliyetler ve Arz-Talep Dengesi

Türk Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık, inşaat maliyetlerindeki artışın, konut fiyatlarındaki artışı geride bıraktığına dikkat çekiyor. Bu durum, piyasada arz-talep dengesinin bozulmasına neden olabilir. Özellikle ilk el konut piyasasını desteklemek adına selektif kredi politikalarının uygulanması öneriliyor. Ancak yüksek finansman maliyetleri, yeni projelerin başlamasını zorlaştırabilir ve sektördeki durgunluğu derinleştirebilir.

Deprem Yatırımları ve Büyüme Beklentisi

Diğer yandan, deprem bölgesindeki alt ve üst yapı yatırımları, sektörün toparlanmasında kritik bir rol oynayacak. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından yayınlanan bir rapora göre, bu yatırımların inşaat sektörüne 2 puanlık bir büyüme katkısı sağlaması bekleniyor. Genel olarak sektörün 2025 yılında %4-5 oranında bir büyüme göstereceği tahmin ediliyor.

Yeniden Başlangıç Fırsatları

Kocaeli Müteahhitler Birliği (KMB) Başkanı Oğuzhan Keleş, 2024 yılında yaşanan ekonomik ve sektörel zorluklara rağmen, 2025 yılını “yeniden başlangıç yılı” olarak görmeyi umut ettiklerini belirtiyor. Hükümetin sağlayacağı ekonomik destekler ve yapısal reformlar, sektörün geleceği için önemli bir dayanak olabilir.

Sonuç

2025 yılı, Türkiye’nin inşaat sektörü için dönüm noktası niteliğinde bir yıl olacak gibi görünüyor. Zorluklara rağmen, deprem bölgelerindeki yeniden yapılanma projeleri ve kentsel dönüşüm faaliyetleri, sektörün geleceği için umut vaadediyor. Ancak, finansal ve yapısal sorunları aşabilmek için kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesi şart gibi görünüyor.